Serviste, sabah işe giderken cep telefonu kulaklığımda radyo dinliyorum.
Her reklam arasında başka bir kanala zaplayıp sabah sohbetleri, yol ve hava durumu, gazete yazılarından seçmeler, magazin geyikleri ve siyasi haberler arasında geziniyorum.
Aynı anda reklama giren dört kanaldan kaçıp “nasılsın, nasıl gittin ...” diyerek başlayan bir şarkıda kalıyorum.
Bu genç adamı bu şarkısından çok önce sevdiğim ve beğendiğim için çok keyifleniyorum.
"iyiyim ben" dediği bölümde Emre'nin verdiği duyguyla kapıyorum gözlerimi.
“iyiyim ben, hep aynı şeyler işte
uyku hapları, yalan dolan gülümsemeler.”
İyi değil Emre, yalan söylüyor.
Özlemiş, hem de çok.
Son defa görmek ve yine yenilmek istiyor ona.
Devam ediyor şarkı,
“iyiyim ben, hem sen tanırsın beni
ne yapsam, ne söylesem
o geç kalmışlık hissi”
“inan pek yeni bir şey yok,
biraz yaşlandım tabi, seyrekleşti biraz saçlarım”
Bu dizelerden sonra belli etmedim ama ben pek, tenhalaştım.
***
Her reklam arasında başka bir kanala zaplayıp sabah sohbetleri, yol ve hava durumu, gazete yazılarından seçmeler, magazin geyikleri ve siyasi haberler arasında geziniyorum.
Aynı anda reklama giren dört kanaldan kaçıp “nasılsın, nasıl gittin ...” diyerek başlayan bir şarkıda kalıyorum.
Bu genç adamı bu şarkısından çok önce sevdiğim ve beğendiğim için çok keyifleniyorum.
"iyiyim ben" dediği bölümde Emre'nin verdiği duyguyla kapıyorum gözlerimi.
“iyiyim ben, hep aynı şeyler işte
uyku hapları, yalan dolan gülümsemeler.”
İyi değil Emre, yalan söylüyor.
Özlemiş, hem de çok.
Son defa görmek ve yine yenilmek istiyor ona.
Devam ediyor şarkı,
“iyiyim ben, hem sen tanırsın beni
ne yapsam, ne söylesem
o geç kalmışlık hissi”
“inan pek yeni bir şey yok,
biraz yaşlandım tabi, seyrekleşti biraz saçlarım”
Bu dizelerden sonra belli etmedim ama ben pek, tenhalaştım.
***
Hüseyin Kekiç - 10.02.2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder