...
Bu kez bir spiker sesi kadar temiz ifadesi olan, genç bir bey vardı telefonun öbür ucunda.
“Hüseyin bey, iyi günler”
“İyi günler, buyrun”
“Rahatsız ediyorum, eğer müsaitseniz size tanıtım filmi projemizle ilgili bilgiler vermek isterim”
“Ben biraz önce şartımı söylemiştim arayan hanımlara”
“Evet, Hüseyin bey. Biliyorum, çok şakacısınız”
“Şaka değildi benim söylediğim”
“Aman efendim, ne demezsiniz. Sezen Aksu’dan başkasıyla oynamam dediniz ya filmde”
“Evet işte, onu dedim. Şaka değildi yani”
“Hüseyin bey, şirketimiz bu marka tanıtım projemize çok önem veriyor. Ve biliyoruz ki marka imajı o ürünü tüketen müşterilerin mutluluğundan ve markaya bağlılığından geçer”
“Eğer Sezen Aksu ile aynı filmde oynarsam markanızın bağımlısı olurum”
“Müsaade ederseniz tamamlayım cümlemi Hüseyin bey”
“...”
“Böyle büyük bir tanıtımın ancak toplumun büyük beğenisini kazanmış ünlü sanatçılarla başarılı olacağını biliyorduk. Ve zaten bu projemizi Sezen hanımla yürütecektik. Çok şakacısınız derken bundan haberiniz olduğunu düşündük”
Yok artık, bu kadarı da fazlaydı. Anlamıştım, bütün olanlar bana site yöneticilerinin bir şakasıydı. Ama açık söylemem gerekirse çok da iyi oynuyordu telefonda görüşenler.
“Yeter artık, bu şaka çok uzadı. Hangi radyoda yayınlanacak söyleyin de dinleyim bari” dedim
“Radyo için düşünülmedi bu proje Hüseyin bey, daha çok görsel medya için çalışıyoruz”
“...”
”Hüseyin bey, ne zaman müsait olursanız, sözleşmemizi imzalayabiliriz. Yalnız önemli bir konu da şudur; bu projede Sezen hanımla birlikte çok pahalı bir prodüksiyon ekibiyle çalışacağız. Bu nedenle size ödeyebileceğimiz bir oyuncu ücreti bütçelenmiş değil” dedi telefondaki ses.
İşte o zaman anladım ki olanlar gerçek. Bana oyunculuğuma karşılık büyük paralar da teklif edilseydi bunun şaka olduğunu düşünecektim.
“Ben akşam on yedi otuzdan sonra müsait oluyorum. Geleceğim adresi bildirin lütfen” dedim
“Hüseyin bey, isterseniz biz önce yönetmenimiz ve metin yazarlarımızla görüşelim. Onların uygun zamanlarında bir toplantıya çağıralım sizi” dedi
Evet bu iş giderek ciddiyet kazanıyordu. Beni hemen bir adrese çağırsalar şaka olduğunu anlayıp gitmeyecektim. Ama önce yönetmen ve metin yazarları ile görüşeceklerdi. Artık bir sonraki toplantıda herhalde Sezen Aksu da olurdu ...
Hüseyin Kekiç
Bu kez bir spiker sesi kadar temiz ifadesi olan, genç bir bey vardı telefonun öbür ucunda.
“Hüseyin bey, iyi günler”
“İyi günler, buyrun”
“Rahatsız ediyorum, eğer müsaitseniz size tanıtım filmi projemizle ilgili bilgiler vermek isterim”
“Ben biraz önce şartımı söylemiştim arayan hanımlara”
“Evet, Hüseyin bey. Biliyorum, çok şakacısınız”
“Şaka değildi benim söylediğim”
“Aman efendim, ne demezsiniz. Sezen Aksu’dan başkasıyla oynamam dediniz ya filmde”
“Evet işte, onu dedim. Şaka değildi yani”
“Hüseyin bey, şirketimiz bu marka tanıtım projemize çok önem veriyor. Ve biliyoruz ki marka imajı o ürünü tüketen müşterilerin mutluluğundan ve markaya bağlılığından geçer”
“Eğer Sezen Aksu ile aynı filmde oynarsam markanızın bağımlısı olurum”
“Müsaade ederseniz tamamlayım cümlemi Hüseyin bey”
“...”
“Böyle büyük bir tanıtımın ancak toplumun büyük beğenisini kazanmış ünlü sanatçılarla başarılı olacağını biliyorduk. Ve zaten bu projemizi Sezen hanımla yürütecektik. Çok şakacısınız derken bundan haberiniz olduğunu düşündük”
Yok artık, bu kadarı da fazlaydı. Anlamıştım, bütün olanlar bana site yöneticilerinin bir şakasıydı. Ama açık söylemem gerekirse çok da iyi oynuyordu telefonda görüşenler.
“Yeter artık, bu şaka çok uzadı. Hangi radyoda yayınlanacak söyleyin de dinleyim bari” dedim
“Radyo için düşünülmedi bu proje Hüseyin bey, daha çok görsel medya için çalışıyoruz”
“...”
”Hüseyin bey, ne zaman müsait olursanız, sözleşmemizi imzalayabiliriz. Yalnız önemli bir konu da şudur; bu projede Sezen hanımla birlikte çok pahalı bir prodüksiyon ekibiyle çalışacağız. Bu nedenle size ödeyebileceğimiz bir oyuncu ücreti bütçelenmiş değil” dedi telefondaki ses.
İşte o zaman anladım ki olanlar gerçek. Bana oyunculuğuma karşılık büyük paralar da teklif edilseydi bunun şaka olduğunu düşünecektim.
“Ben akşam on yedi otuzdan sonra müsait oluyorum. Geleceğim adresi bildirin lütfen” dedim
“Hüseyin bey, isterseniz biz önce yönetmenimiz ve metin yazarlarımızla görüşelim. Onların uygun zamanlarında bir toplantıya çağıralım sizi” dedi
Evet bu iş giderek ciddiyet kazanıyordu. Beni hemen bir adrese çağırsalar şaka olduğunu anlayıp gitmeyecektim. Ama önce yönetmen ve metin yazarları ile görüşeceklerdi. Artık bir sonraki toplantıda herhalde Sezen Aksu da olurdu ...
Hüseyin Kekiç
(Devam edecek)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder