![]() |
Fotoğraf : Özcan Ağaoğlu |
BEYOĞLU
Işıl ışıldı Beyoğlu. Büyülenmiş gibiydik hepimiz. Cadde ve vitrin ışıklarını, daha önce hiç görmediğimiz insan kalabalığını şaşkınlıkla izleyerek, Eminönü'nden Taksim'e kadar yürümüştük. Beş küçük çocuk, hepimiz ilk defa çıkmıştık Beyoğlu'na o gün.
Sonra, Şişhane'deki okul yıllarımda, her fırsatta Beyoğlu'na attım ilk gençliğimi.
Taksim'den İstiklal Caddesi girişindeki üniversiteli gençlerin açtığı kitap satış tezgahları, Beyoğlu Sinemalarında vizyon, Sinematek'te yönetmen ve festival filmleri, İfsak'ta Fotoğraf Sergileri, Bilsak'ta Sanat ve Tiyatro sohbetleri, Çiçek Pasajının bira ve rakı masalarında memleketi kurtarma sohbetleri.
Askerden dönüşte, İmam Adnan Sokakta bir reklam ajansında işe başlama...
Gecesi başka, gündüzü başka güzeldi o yıllarda. Sanki bütün İstanbul, korkusuz, endişesiz gezer, eğlendirdi Beyoğlu'nda.
Hayat, sürüklüyor ya insanları, biz de uzun zamandır ayrı düştük İstanbul'dan. Geçen ay İstanbul'a gelmişken Beyoğlu'nu görmeden dönmeyelim dedik ve bir akşamüstü torunlarla çıktık Beyoğlu'na. Yani çıkmaya çalıştık desem, daha doğru olacak galiba.
Gençliğimdeki gibi çok kalabalık İstiklal Caddesi. Ancak, güler yüzlü insanlar yoklar. Başka yüzlü insanlarla dolmuş cadde. Vitrinler, sinemalar, dükkanlar başkalaşmış. O korkusuz, endişesiz, gezip eğlendiğim Beyoğlu nerede diye soruyor iç sesim.
Her gün başka bir bela diyen film afişiyle yanıtlıyor iç sesimi tarihi Alkazar Sineması.
Fotoğraf : Özcan Ağaoğlu
Öykü : Hüseyin Kekiç / 10.08.2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder