SEPETÇİLER ÇARŞISINDAYIM
Gözlerimi açtığımda başucumdaki doktor, ağzıma takılı hava üfleyen maskeyi çıkarıp, iyi misiniz, neler oldu anlatır mısınız diye sordu bana.
Mısır çarşısına yolum düşmüşken iki paket mis kokulu Türk kahvesi alıp, Küçükpazar'a doğru küçük ve yorgun adımlarla yürüyordum diyerek başladım anlatmaya. Sepetçiler sokağından geçerken bir dükkan önündeki bir teyzenin bayılmak üzere olduğunu gördüm ve tezgahtan kaptığım bir hasır tabureyi yere koyup teyzenin tabureye oturmasını sağladım diye devam ettim anlatmaya.
Dükkan sahibinden teyze için bir bardak su istedim. Ama dükkan sahibi getirdiği bir kova suyu başımdan aşağı döktü ve az önce tabureye oturan teyze bir anda kayboldu. Taburede oturmuş, üstüm başım ıslanmış bir halde şaşkın gözlerle bana bakan ve telaşla mırıldanan esnafların arasında, bayılan teyze nerede diye bakınırken, sokağın başına beyaz bir minibüs geldi. Az önceki teyze minibüsten üzerinde yüz on iki yazan bir önlükle inip, koluma, ucunda iğne olan bir hortum taktı. Minibüsten bir yatak indirip, beni o yatağa yatırıp, minibüse ittiler. Başucumdaki teyzeye, Türk kahvelerim de ıslandı mı diye soracakken, teyze, ağzıma hava üfleyen bir maske taktı ve gözlerim kapandı dedim.
Genç doktor, oturduğu sandalyede beni sabırla dinleyip, notlarını yazarken, kapı açıldı ve etrafında çok daha gençlerden oluşan bir doktor grubuyla birlikte bir Profesör girdi odaya.
Beni dinleyip notları alan doktor, ayağa kalkarak, hocam, hasta Eminönü sepetçiler çarşısında olduğunu anlatıyor. Ancak, ambulans doktoru ve hemşiresi, onu, komşularının ihbarı üzerine Yenibosna'daki evinde, bilgisayar başında baygın bulduklarını söylediler diye özetledi elindeki notlarını.
Hoca, bana doğru biraz eğilerek, böyle hayalleri sık sık görüyor musunuz diye sorunca, hocam dedim, ben hayal görmedim, anlattıklarım gerçekti. Hoca, az önce notları yazan doktora döndü. Doktor, elindeki bir fotoğrafı hocasına uzattı ve ambulans doktoru, sedyeye alırken bu fotoğraf hastanın parmakları arasındaymış hocam dedi.
Hoca, o fotoğrafı bana gösterince, işte bu teyze bayıldı hocam, ben ona yardım etmek istedim dedim.
Tamam dedi, hoca. Sen şimdi biraz dinlen bakalım. Bana inandınız değil mi hocam deyince de, haklısın, senin hayal görmene gerek yok. Zira, hayal, meyal bir şehir oldu bu İstanbul dedi ve odadan çıktı hoca.
Fotoğraf : Firdevs Sayılan
Öykü : Hüseyin Kekiç / 01.10.2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder