Tünelde

Dört kafadar bir arabada Kars'a gidiyoruz. Akşam İstanbul'dan yola çıkıp, sık sık sürücü değiştirerek, sabah saatlerinde Erzincan'da paça çorbası ile kahvaltı molasındayız.

Yolculuk sohbeti sırasında, sağ ön koltukta oturan arkadaş, yahu diyor, ne uzun tuneldi o, git git bitmedi. Hepimiz birbirimize bakıp, hangi tünel diye anlamaya çalışıyoruz. Aynı arkadaşımız, yahu Amasya'da girip Suşehri'nde yakıt almak için çıktık ya tünelden diyor.

Anlıyoruz ki, Tosya'da çiselemeye başlayıp, Amasya'da biten yağmur
da, sileceklerin ön camda bıraktığı yarım dairelik izlerin dışındaki tozlar nedeniyle, arkadaşımız gece boyunca tünelde gidiyoruz sanıyor. Suşehri'nde yakıt alırken aracın camları temizlenince de tünel izi kayboluyor. Bunu anlayınca, hepimiz gülme krizine giriyor ve çorbalarımızı üstümüze dökerek içiyoruz.

Peki, bunları yirmi yıl sonra, niye mi yazıyorum. Son günlerde
yine, sık sık, sırt üstü hareketsiz yatarak, içinde garip gürültüler çıkaran daracık tünellere giriyor ve her defasında, yolculuğumuzdaki bu tünel sohbetimizi ansıyor, o daracık tünelde gülmeden, kımıldamadan durabilmek için kendimi zor tutuyorum da ondan...

Fotoğraf & Öykü : Hüseyin Kekiç / 07.09.2023


 

5 yorum:

  1. Hoş bir öykü ama sırt üstü o tünelde hateketsiz kalmak gerçekten zor ve sinir bozucu 👏👏✌️

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel elinize emeğinize sağlık 🌹

    YanıtlaSil
  3. Araba kullanırken bu öykü hep aklıma gelecek. Güzel bir öykü emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  4. Elbet bitecek o tüneller ve varmak istediğimiz yere varacağız ✌🏻

    YanıtlaSil