Gittim ve Geldim

Gittim


Ben gidiyorum dedim, kimse inanmadı. Vazgeçtim, gitmeyecektim. 
Can Yücel "git" demiş, bana mektup göndermiş.
Can Yücel kırılmaz, artık gitmeden olmaz.
Yarın sabah gidiyorum.
Bahar başı olunca nereye gidilir?
Tabii ki yaylalara. Artvin'e gidiyorum. Mümkünse Machael'e, belki Batum'a, Tiflis'e belki.
Artvin'in ünlü kara göllerine. Karadenize gidiyorum. 

Yeşile gidiyorum, yeşile. Sizi özlemek olmasa, dönmem belki de geriye.

Sevgiyle ve sağlıkla kalın.
Hoşça kalın.


Hüseyin Kekiç - 09.03.2007

Ve geldim


Cep telefonumun alarmı çaldı, uyandım. Ve hayat başladı.
Şimdi kalkıp tıraş olmalı, duş alıp giyinmeliyim.
Ve yola çıkmalıyım. Bu kez kalabalık trafik içinde işime gitmeliyim.

Kar yağışı altında, bütün şehri gezmek bitti artık.
Başını bulutlara gömmüş dağlar fotoğraflarda kaldı.
Kafkasör’de kara batmak, Katrevan’da kuymak yemek, yayla yollarında aylak aylak yürümek, anılarda kalacak. Gündüzden başlayıp limitsizce rakı içmek, hep bir ağızdan türkü söylerken dostlar, Efkar abinin efkârını dinlemek ve tek kelimesini anlayamadan gülmek.

Güleç yüzlü insanlarına bırakıp Artvin’i karla kaplı dağlarını aşmak ve Hopa’ya ulaşmak. Hırçın Karadeniz’i sağ yanında taşıyıp, yağmurlu bir akşamüstü yolculuğunda Kazım Koyuncu türküleriyle coşmak.
Ve uyanmak bu rüyadan

Şimdi acele etmeli, işe yetişmeliyim.
Otoparkta yer bulmalıyım önce.
Kahvaltı yapma fırsatını bulamadan başlamalı işlerim.
Olsun varsın, ben bu anıların sarhoşluğuyla bugün en zor işlerin bile üstesinden gelirim.

Hüseyin Kekiç - 19.03.2007 sabah saat 07.30  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder