ÜÇ TELEFON

 

Fotoğraf : Tanju Akleman

ÜÇ TELEFON

Asistanlığı bitmiş, yıllar önce, lise mezunu çıktığı memleketine, uzman doktor olarak dönecekti. Hastane odasında, hocaları ve doktor arkadaşları, vedalaşma için toplandılar.

Hocası, “Söyle bakalım doktor hanım, nasıl bir duygu bu?”

Sevinç gözyaşlarını silip, başladı anlatmaya.

“Hocam, her köy çocuğu gibi, çobanlık yaparak büyüdüm ben. Çobanlık yaparken, heybemdeki kitaplarımla derslerime çalıştım ve babamın çalan telefonu ile üniversite sınavında tıp fakültesini kazandığımı öğrendim. Babam, o koca adam, sevinçten ağlamıştı.

Köyümden ve ailemden ilk defa ayrılmak, hem benim, hem de ailem için çok zordu. Köyümden çok uzakta, büyük bir şehirde altı yıl geçmişti. Telefonda, köyüme doktor olarak döneceğimi söylediğimde, yine sevinçten ağlamıştı babam.

Anadolu'nun küçük bir kasabasındaki zorunlu görev sonrasında, işte bu büyük şehirde, eğitim araştırma hastanesi doktoruydum artık. Geçen hafta telefonda babama, baba ben uzman oldum, sana geliyorum dedim. Tez gel kızım dedi ağlamaklı sesiyle.

Yani Hocam, hayatımın dönüm noktaları, işte bu üç telefon konuşmasında gizlidir.”


Odayı saran kısa sessizliği,

“Dönüm noktaları arasından biraz detay mı versen” diyen muzip bir arkadaşı böldü.

Yüzündeki derin bir hüzün ifadesiyle yanıtladı muzip arkadaşını çoban doktor,
“Uzun hikaye...”

Fotoğraf : Tanju Akleman / Yer : Akyaka / Nail Çakırhan Anısına...
Öykü : Hüseyin Kekiç / 16.11.2023

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder