Gecenin Ayazında

Yayınevinden aradılar. Uzun zamandır öykü göndermiyorsun, dergi için senden bir kısa öykü bekliyoruz deyip telefonu kapattılar. Telefonu masaya bırakıp, gözlüğümü taktım. Not kağıtlarımı aldım, bir mekân, karakter aradım, bulamadım.

Sokağa bakan pencere önündeki masamda aklım boş, bekledim bir süre. Sonra, perdeyi açtım. Uçuşan kar taneleri kıvrılan sokağa düşüyor, köşedeki titrek sokak lambası adeta üşüyordu.

Pencereme vuran far ışığıyla bir kamyonet geldi, sokak lambasının önünde durdu.
Sağ kapısından inen adam sigarasını yakarken, kamyonet sokaktan çıktı.

Masamdaki çalışma lambası yüzüme vuruyor, gecenin ayazındaki adam pencereme bakıyordu. Cebinden çıkardığı tabancayı bir anda patlattı ve her yer karardı.

Gece ayaz, ölüm soğuk, kan sıcaktı.


Hüseyin Kekiç / 21.01.2022



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder