L tipi bir masadayım. Sağ elimin altında maus ve pedi, önümde klavye, karşımda monitör. Ve sol yanımda, duvarla klavye arasına sıkışmış duran laptop. Laptopun önünde çok sayıda not kağıdı; kartvizitler, tipex, zımba teli, kaşe, harita çivileri, telefon, takipteki işler klasörü, makas, delgeç. İptal edilmeyi bekleyen izin kağıdı; yazılacak siparişler listesi, günlük not defterim. Cevap bekleyen eski çalışanlara ait evraklar.
Sol yanıma bakar mısın?
Nelerle meşgul bugün.
Sağ tarafımı hiç söylemeyim, kolumu koyacak yer arıyorum.
Bunları uzun uzun niye yazdığıma gelince; kalabalıklar içindeyim, masam, odam, odamdaki dolaplar, her yer bir şeylerle dolu, hatta dopdolu. Koridorlar, diğer odalar, sokaklar, caddeler insanlarla dolu.
Öylesine kalabalık ki ortalık, trafik kilitlenmiş adeta. Evet her yer çok kalabalık da ben niye yalnız ve tenhalardayım. İşte bunu bilmiyorum. Ve nedense hep nerede değilsem, orayı özlüyorum...
Sol yanıma bakar mısın?
Nelerle meşgul bugün.
Sağ tarafımı hiç söylemeyim, kolumu koyacak yer arıyorum.
Bunları uzun uzun niye yazdığıma gelince; kalabalıklar içindeyim, masam, odam, odamdaki dolaplar, her yer bir şeylerle dolu, hatta dopdolu. Koridorlar, diğer odalar, sokaklar, caddeler insanlarla dolu.
Öylesine kalabalık ki ortalık, trafik kilitlenmiş adeta. Evet her yer çok kalabalık da ben niye yalnız ve tenhalardayım. İşte bunu bilmiyorum. Ve nedense hep nerede değilsem, orayı özlüyorum...
Hüseyin Kekiç - 15.05.2008
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder