Yoğun
bir iş günü akşamında, masanda bir titreşim hissedersin.
Telefonunun
ekranında uzun zamandır görüşmediğin ve sevdiğin bir
arkadaşının adı yazar.
Günün
yorgunluğuyla açarsın telefonu;
“Abi,
nerelerdesin sen?”
“Çalışıyorum
oğlum, asıl sen nerelerdesin hayırsız!”
“Ne
desen haklısın abi, biz de öyleyiz işte, yoğun çalışıyoruz”
“İnsan
arada abisini arar da, hatırını sorar”
“Tamam
abi, haklısın dedim ya! Gel bu akşam oturalım, bak sana bomba
haberlerim var”
Ayın
son haftası, Salı akşamı, işten çıkmana bir saat kalmışken
gelen bu teklifi, çok zamansız ve manasız bulursun.
“Oğlum,
çok yoğunum bu hafta, yarın da çok işim olacak.”
“Abi,
çok önemli şeyler var sana anlatacağım”
“Ama
arabam yok bu akşam”
“Boşver
abi arabayı, ben gelip alırım seni”
Anlarsın
ki, kurtulmak öyle kolay değildir.
“Peki,
ben akşam arabayı alıp geleyim bari”
“Gel
abi, bak, çok sevineceksin”
Bir
arkadaşından rica edersin. Arabayı alacağın yere bırakır seni.
Arabayı alıp, buluşma noktasına gidersin ve bir bakarsın ki, hiç
beklemediğin arkadaşların toplanmıştır. Selamlaşma,
kucaklaşma, hoşbeş derken, oturulur bir masanın etrafına.
Gündelik hayatlar, bulutların kabarması, aniden yağan yağmur,
trafik yoğunluğu ve koptu kopacak fırtınadan konuşulur bir süre.
Rakı
bardakları dolar boşalır. Laf lafı açar, hikayelerden,
fotoğraflardan konuşulur. Farkında olmadan seni konuşturur, onlar
içerler. Herkes mutlu ve keyiflidir. Masanın abisi sayarsın
kendini ve az içip gençlere sahip çıkma duygusuna kapılırsın.
Sohbetin en demli anında;
“Kalkalım
mı abi? Malum yarın iş günü” der gençler,
Bakarsın
ki, senden gizli hesaplar ödenmiş, bahşişler verilmiştir bile.
Daha anlatacak hikayelerini saklayarak, kalkarsın masadan. Masanın
abisi ve en az içeni olarak, bırakırsın gençleri evlerine. Her
birinden ayrı hikayeler dinleyerek.
Ve
saat 23:00 sularında evindesindir artık. Daha çok içme duygun da
kabarmıştır. Elini yüzünü yıkar, şortunu giyersin. Evinde
olmanın huzuruyla buzdolabını açarsın. Neyse ki, akıllı
adamsındır!
Günler
öncesinden zor zamanları düşünerek iki bira şişesini soğumaya
bırakmışsındır. Şimdi, ne trafikte polise yakalanmak, ne
masadaki gençlere mahcup olmak, ne araba kullanırken zorlanmak gibi
dertlerin yoktur.
Uzatırsın
ayağını, açarsın günlerdir soğumuş bira şişesini.
Yarın
çok mu işin var?
Sen
şimdi keyfini çıkar hele...
Yarın
ki işler mi?
Olur,
olur!
Panik
yok, işler yetişir!
Hüseyin
Kekiç - 23.09.2014
- Saat 23:28
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder